Kızılay İyilik Ödülü alan fotoğrafın hikâyesi
Caner Özdemir – Özkan Çekim
Anadolu’da, taşrada muhabirlik yapmak zordur. Asıl işiniz muhabirlik değildir, zaten olsa bile sizi geçindirmez. Zamanınızın büyük bir bölümünü haber düşünerek geçirirsiniz. Çevrenizdeki küçük büyük her olaya gidersiniz. Yaptığınız haberleri, çektiğiniz fotoğrafları, görüntüleri, adına çalıştığınız gazeteye veya ajansa gönderirsiniz. Bazen yayınlanır, bazen hiç yayınlanmaz, bazen de ummadığınız bir şekilde ülke gündemine oturuverir. Tıpkı Bolu’nun Mudurnu ilçesinde 17 Ocak 2018 tarihinde çıkan yangın haberi gibi. 83 yaşındaki Ali Meşe, soba tutuşturmak isterken çıkan yangınla evini kaybeder, şükür ki kimsenin canına bir şey olmaz, ama olan mala olur. Yangında evini kaybeden Ali Meşe, sonrasında yaşadığı şoku kedisi ile paylaşırken, orada bulunan Mudurnu’nun emektar muhabirlerinden İlhami Çetin’in çektiği duygu yüklü fotoğraflar ve görüntüler gündem olur. Sosyal medya aracılığıyla sadece Türkiye’yi değil, dünyayı da dolaşır. ABD’deki şovmen Ellen Degerenes’ten Cumhurbaşkanlığı sözcüsü İbrahim Kalın’a kadar çok sayıda duyarlı insan sosyal medya hesaplarında bu fotoğrafı paylaşır, “fotoğrafa yansıyan duyguyu” gündeme getirir. Fotoğrafın gücü, bir kez daha ispatlanır. Türkiye Haber Kameramanları Derneği de 23. Zoom Uluslararası Haber Görüntüleri Yarışması’nda Anadolu Ajansı muhabiri İlhami Çetin’i Kızılay İyilik Ödülüne layık görür.
İlhami Çetin’i Mudurnu’daki dükkânında ziyaret ederek fotoğrafın hikâyesini konuştuk. Bize şunları anlattı:
“Yangın ihbarı geldiğinde Ordular köyünün muhtarının cenazesine gidiyorduk. Yangın mı cenaze mi diye tereddütte kaldım, yönümü Mudurnu’ya çevirdim. Olay yerine ulaştığımda itfaiye gelmiş yangını söndürmüştü. Yol uzun ve karlı olduğu için geç kalmıştım, yalnızca duman tütüyordu. Orada dolaşırken Ali Meşe dedeyi gördüm. Köşede duruyordu, yanına gittim, ‘hayırdır ne oldu?’ dedim. Titreyen sesiyle; ‘Benzinle sobayı tutuştururken alev parladı ve evim yandı.’ dedi. Etraftan konu ile ilgili detay alayım derken Ali dede bastonuyla geldi ve yanan evine doğru baktı. Odunların üzerinde sarı kedi duruyordu. Ben eşi ve oğluyla röportaj yapıyordum. Ali dede köşede duruyordu ve odunların üstünde yatan kedi ona doğru yürümeye başladı. Kediyi gördükten sonra Ali dede ile arasında bağı fark ettim. Ali dede kediyi tuttu, ben de hemen yanına gittim. Kedinin onun olup olmadığını sordum ve kedinin kendisine ait olduğunu söyledi. Bu da mı yangından kurtuldu dedim. Ali dede içten içten başladı ağlamaya… Çok duygusal bir an oldu… Tabi bir elimde kamera onu devamlı çekiyor, fotoğrafını alıyordum. Daha sonra jandarma çağırdı. Ben o arada bir iki dakikalık video ve fotoğraf çektim. Fotoğrafları ajansa yolladım. Ajans da yarışmaya yolladı.”