Prof. Dr. Ersin Özarslan: “Ezbercilik iyidir”
Zemzem Dulkadir
Gazi Üniversitesi İletişim Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Ersin Özarslan, Bolu Abant İzzet Baysal Üniversitesi (BAİBÜ) İletişim Fakültesi konferans salonunda 29 Aralık 2017 tarihinde “Sözün Değeri” konulu bir konferans verdi. Yaşadığımız çağda nerdeyse hafızaya hiç ihtiyaç duymadığımızı ifade eden Prof. Dr. Özarslan, “Bize ezberci eğitimin kötü olduğu öğretildi. Hâlbuki bu düşünce yanlıştır, bunu söyleyenler de bunu ezberlemiştir. Ezber, eğitimde fikrin düşüncenin kanaatin ilmin irfanın naklinde çok ciddi bir unsurdur. Yazının icadından önce insanın kitabı da kütüphânesi de hafızaydı. Ezberin önünde saygıyla eğilmek lazım” dedi.
Prof. Dr. Ersin Özarslan, ezberleyen kişinin, ezberlediğiyle ne yapabildiği hususunun da mühim olduğu kaydederek, “Bu biraz da ezberleyenin çapıyla ilgilidir. Donuk zekâ ezberlediğiyle bir şey yapamazken işlek zekâ ezberlediğini her yerde kullanıyor. Eskiden malumat sahibi olmak normal bir şeydi, her şeyi değil bilinmesi gerekeni bilmek esastır” diye konuştu.
Konferansta kültürü ve düşünceyi taşıyan unsurun dil olduğunu vurgulayan Prof. Dr. Özarslan, şunları söyledi: “Sözün değeri kadim dünyamızın kavramlarından biridir. İncil’de ilk ayet şöyledir; “İptida kelam vardı” Yani söz her şeyin başlangıcıdır. Söz ile değer yan yana geldiğinde sözün, yani kelimenin, cümlenin, paragrafın, kitabın ya da anlamlı bir bütün olan herhangi bir metnin tamamını kastediyoruz. İktisadî ve itibarî bir değer olan parayı cüzdanda sakladığımız gibi, anlamlı bir değer olan sözü de nerede sakladığımız önemlidir. Yazının icadından sonra söz kaydediliyor. Yazının icadından önce insan hafızasında kaydediliyordu. İlk kitap, insanlığın ilk hafızasıdır. Önceden şamanlar, rahipler büyücüler bilginin iktidarını hafızalarıyla ellerinde bulunduruyorlardı. Hatta yazı icat olduktan sonra da bu sayılan insanlar tamamı bu iktidarı sürdürdüler, kolay kolay teslim etmediler.”
Hint-Avrupa dillerindeki cinsiyetçi ayrımın Türkçede bulunmadığını ifade eden Prof. Dr. Özarslan, sözlerini şöyle sürdürdü: “Ben Erzurumluyum, Erzurum’da ‘Lafın dişisi dururken erkeğini söyleme’ diye bir söz vardır. Elbette sözde cinsiyet, Hint-Avrupa dillerine mahsustur. Türkçede bu, şu, o dediğimizde sadece insanı kastederiz. İngilizcedeki gibi ‘he’, ‘she’, ‘it’ diye bir ayrımımız yoktur. Bütün hayvanlar âlemine bakın her hayvanın erkeği güzeldir, dişisi güzel olan tek canlı insandır. İnsanın dişisine cins-i latif de denir. Demek ki Türkçede hanımlara ciddi bir yer veriliyor. Lafın dişisi, sözün güzeli demek. Güzellik kişiden kişiye değişir belki ama hanımlığın ölçüsü değişmiyor. Biz güzelliği, çirkinliği kendi bakışımıza göre şekilleniyoruz. Hâlbuki Allah çirkin yaratmıyor. Âdetullah’ta çirkin yaratmak diye bir şey yoktur.”
Prof. Dr. Özarslan, sözün dinî bir değeri olduğunu da kaydederek, “Allah sözün de güzelini söylemiştir. Ona kelam-ı kadim diyoruz, yani eski söz. Âdem Sefiyullah’a ne söylemişse hatemül enbiya Muhammed Mustafa’ya da (ona selam olsun) aynı sözleri söylemiştir. Sadece birine söylediği muhtasardır, birine söylediği mufassal. Bazı sözlerin değeri, söyleyene, göre değişir. Birine hasmının verdi sıfatla kanunun tayin ettiği vasıf arasında fark vardır. Tilki bile yavrusunu “pamuğum” diye severmiş. Ama Allah’ın sözüne bütün müminler değer veriyor” diye konuştu.
Sözün değerinin söyleyene, söylene, söylendiği yere, zamana ve metne göre değişebildiğini vurgulayan Prof. Dr. Ersin Özarslan, gazetecilikteki 5N1K kuralında haber kaynağının kim olduğunun önemine işaret etti: “Yunus Emre’nin dediği gibi ‘Söz ola kestire başı, söz ola kese savaşı. Söz ola ağulu aşı, bal ile yağ ede bir söz.” Bir söz, insanı ipe gönderebildiği gibi, ipten de alabilir. Bu husus sözün değerini tayin eden hususla, mahiyetiyle ilgilidir” dedi.
Öğretim üyeleri ve öğrencilerin dinlediği konferansın sonunda BAİBÜ İletişim Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Himmet Hülür, Prof. Dr. Özarslan’a verdiği bilgilerden dolayı teşekkür ederek, günün hatırasına bir onurluk verdi.